قوله
تعالى
والرسول
يدعوكم في
أخراكم
69- "Nebi
Arkanızdan Sizi Çağırırken, Kimseye Bakmadan Kaçıyordunuz ... " (AI-i
imran 153)
أخبرني هلال
بن العلاء نا
حسين بن عياش
نا زهير نا
أبو إسحاق قال
سمعت البراء
بن عازب يحدث قال
جعل رسول الله
صلى الله عليه
وسلم على الرماة
يوم أحد وكان
خمسين رجلا
عبد الله بن
جبير قال
ووضعهم مكانا
وقال لهم إن
رأيتمونا
تخطفنا الطير
فلا تبرحوا من
مكانكم هذا
حتى أرسل
إليكم فإن
رأيتمونا
هزمنا القوم
وأوطأناهم
فلا تبرحوا
حتى أرسل
إليكم قال وسار
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم ومن معه
قال فهزمهم
قال فأما
والله رأيت
النساء
يشتددن على
الجبل بدت
خلاخلهن
وأسوقهن
رافعات ثيابهن
فقال أصحاب
عبد الله بن
جبير الغنيمة
أي قوم
الغنيمة قد
ظهر أصحابكم
فماذا
تنتظرون قال عبد
الله بن جبير
أنسيتم ما قال
لكم رسول الله
صلى الله عليه
وسلم فقالوا
إنا والله
لنأتين الناس
فلنصيبن من
الغنيمة فلما
أتوهم صرفت وجوههم
فأقبلوا
منهزمين فذاك
حين يدعوهم الرسول
في أخراهم فلم
يبق مع رسول
الله صلى الله
عليه وسلم غير
اثنى عشر رجلا
فأصابوا منا
سبعين وكان
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم وأصحابه
أصاب من
المشركين يوم
بدر أربعين
ومائة سبعين
أسيرا وسبعين
قتيلا فقال
أبو سفيان أفي
القوم محمد
أفي القوم
محمد فنهاهم
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم أن
يجيبوه ثم قال
أفي القوم بن
أبي قحافة
ثلاث مرات قال
أفي القوم بن
الخطاب ثلاث
مرات ثم رجع
إلى أصحابه
فقال أما
هؤلاء فقد
قتلوا فما ملك
عمر نفسه فقال
كذبت يا عدو
الله إن الذي
عددت لأحياء
كلهم وقد بقي
لك ما يسوؤك
فقال يوم بيوم
بدر والحروب
سجال إنكم
سترون في
القوم مثلة لم
آمر بها ولم
تسوؤني ثم أخذ
يرتجز أعل هبل
فقال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم ألا
تجيبوه
فقالوا يا رسول
الله ما نقول
قال قولوا
الله أعلى
وأجل قال إنا
لنا عزا ولا
عزا لكم فقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم ألا
تجيبوه قالوا
يا رسول الله
ما نقول قال
قولوا الله
مولانا ولا مولى
لكم
[-: 11013 :-] Bera b. Azib anlatıyor: Allah'ın
Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Uhud günü okçular tepesine başlarında
Abdullah b. Cubeyr'in olduğu elli kişiyi koydu. Onları bir yere yerleştirip:
"Kuşların bizi kaptığını görseniz bile ben size haber göndenneden
yerinizden ayrılmayınız. Düşmanı bozguna uğratıp öldürdüğümüzü görseniz bile
ben size haber göndermeden yerlerinizi terk etmeyiniz" dedi. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) beraberidekilerle gidip düşmanı bozguna
uğrattılar. Valiahi (müşrik) kadınların dağa tırmanırken elbiselerini yukarıya
kaldırmalarından dolayı halhallarının ve baldırlarının ortaya çıktığını gördüm.
Abdullah b. Cubeyr'in (yanındaki) arkadaşları:
"Ganimet! Ey
topluluk ganimeti Arkadaşlarınız galip geldiler, daha ne bekliyorsunuz"
deyince Abdullah b. Cubeyr: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
size söylediğini unuttunuz mu?" dedi. Onlar: "Valiahi onların yanına
gidip ganimet toplayacağız" diye karşılık verdiler ve müslüman askerlerin
yanına varır varmaz geri püskürtüldüler. Müslümanlar da bozulmaya başladı. O
zaman Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onları arkalarından çağırdı.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanında on iki kişiden başkası
kalmamıştı. Bizden yetmiş kişiyi öldürdüler. Bedir savaşında Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabı müşriklerden yüz kırk kişiyi etkisiz
hale getirmişti. Yetmiş kişiyi öldürmüş, yetmiş kişiyi de esir almışlardı.
(Müslümanlar bozguna uğrayıp dağ'a sığınınca) Ebu Süfyan: "Aranızda
Muhammed var mı?" diye sordu ama Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
cevap verilmesine izin vermedi. Sonra üç defa:
"Ebu Kuhafe
aranızda mı?" diye sordu. Sonra yine üç defa: "ibnu'I-Hattab aranızda
mı?" diye sordu ve arkadaşlarının yanına dönüp: "Bu sorduklarım
öldürülmüşler" dedi. Hz. Ömer kendine hakim olamayıp: "Yalan
söylüyorsun ey Allah'ın düşmanı! Saydıklarının hepsi hayatta. Sana sadece
üzüntün kalmıştır" deyince Ebu Süfyan: "Bu gün Bedir'e karşılıktır.
Harp nöbetleşedir (bazen kazanır bazen kaybedilir) Ölüler arasında organları
kesilmiş olanları göreceksiniz. Onlara organlarını kesmelerini ben emretmedim
ama kesmelerine de üzülmedim" deyip: "Yücel ey Hubel!" diye
recez yaptı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Ona cevap
vermeyecek misiniz?" diye sorunca, sahabe: "Ey Allah'ın Resulü! Ne
söyleyelim?" diye sordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Allah daha yücedir" deyiniz buyurdu. Ebu Süfyan: "Bizim
Uzza'mız var, sizin ise Uzza'nız yoktur" deyince Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Ona cevap vermeyecek misiniz?" diye sordu. Sahabe:
"Ey Allah'ın Resulü! Ne söyleyelim?" diye sorunca, Allah'ın Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Bizim Mevlamız
Allahtır, sizin ise Mevlanız yoktur, deyiniz" buyurdu.
Tuhfe: 1837
8581'de tahrici
geçmişti.